Türkçe [Değiştir]

القرآن الكريم / جزئها ٣٠ / صفحة ٥٩٨

Kur'ân, Sayfa 598 (Cüz 30) dinle, Maher Al Mueaqly

Önceki
Sonraki
share on facebook  tweet  share on google  print  

سورة الـقدر

إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ ﴿١﴾
وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ ﴿٢﴾
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ ﴿٣﴾
تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ ﴿٤﴾
سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ ﴿٥﴾

سورة الـبينة

لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنفَكِّينَ حَتَّى تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ ﴿١﴾
رَسُولٌ مِّنَ اللَّهِ يَتْلُو صُحُفًا مُّطَهَّرَةً ﴿٢﴾
فِيهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌ ﴿٣﴾
وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَةُ ﴿٤﴾
وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاء وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ ﴿٥﴾
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أُوْلَئِكَ هُمْ شَرُّ الْبَرِيَّةِ ﴿٦﴾
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُوْلَئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ ﴿٧﴾
٥٩٨

KADR (KADİR) Suresi

Bismillâhirrahmânirrahîm

97/KADR (KADİR)-1: İnnâ enzelnâhu fî leyletil kadr(kadri).
Muhakkak ki Biz, O’nu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesi’nde Biz indirdik. (1)
97/KADR (KADİR)-2: Ve mâ edrâke mâ leyletul kadr(kadri).
Ve Kadir Gece’sinin ne olduğunu sana bildiren nedir? (2)
97/KADR (KADİR)-3: Leyletul kadri hayrun min elfi şehrin.
Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. (3)
97/KADR (KADİR)-4: Tenezzelul melâiketu ver rûhu fîhâ bi izni rabbihim min kulli emrin.
Melekler ve ruh, onda (o gecede) Rab’lerinin izniyle herbir emir için inerler. (4)
97/KADR (KADİR)-5: Selâmun, hiye hattâ matlaıl fecr(fecri).
O (gece), fecrin doğuşuna kadar selâmdır (selâmettir). (5)

BEYYİNE Suresi

Bismillâhirrahmânirrahîm

98/BEYYİNE-1: Lem yekunillizîne keferû min ehlil kitâbi vel muşrikîne munfekkîne hattâ te’tiye humul beyyinetu.
Kitap ehlinden ve müşriklerden kâfir olanlar, kendilerine beyyine (açık delil) gelinceye kadar (küfürlerinden) ayrılacak değillerdir. (1)
98/BEYYİNE-2: Resûlun minallâhi yetlû suhufen mutahharaten.
Allah’tan gönderilen resûl, (onlara) tertemiz (bâtıl ve şüpheden uzak) sahifeleri okur. (2)
98/BEYYİNE-3: Fîhâ kutubun kayyimetun.
(O sayfalar) içinde temel, değişmez hükümler yazılı olan kitaplardır. (3)
98/BEYYİNE-4: Ve mâ teferrakallezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câet humul beyyinetu.
Ve kitap ehli olanlar, (onlara beyyine gelmesinden önce) tefrikaya düşmediler (fırkalara ayrılmadılar). Ancak kendilerine beyyineler geldikten sonra (tefrikaya düştüler). (4)
98/BEYYİNE-5: Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeti.
Ve onlar, Allah için hanifler olarak dînde halis kullar olmaktan (nefslerini halis kılmaktan) ve namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte kayyum dîn (kıyâmete kadar devam edecek dîn) budur. (5)
98/BEYYİNE-6: İnnellezîne keferû min ehlil kitâbi vel muşrikîne fî nâri cehenneme hâlidîne fîhâ, ulâike hum şerrul beriyyeti.
Muhakkak ki kitap ehlinden inkâr edenler ve müşrikler, cehennem ateşindedirler ve orada devamlı kalacak olanlardır. İşte onlar, onlar yaratılmışların şerli olanlarıdır. (6)
98/BEYYİNE-7: İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ulâike hum hayrul beriyyeti.
Muhakkak ki âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel yapanlar (nefs tezkiyesi yapanlar), işte onlar, onlar yaratılmışların hayırlı olanlarıdır. (7)
598