Türkçe [Değiştir]

TÂHÂ - 40. Âyet dinle, Abu Bakr al Shatri

Sonraki
Önceki
share on facebook  tweet  share on google  print  
40

TÂHÂ - 40. Âyet dinle, Abu Bakr al Shatri

TÂHÂ Suresi 40. âyet için tüm Türkçe Kur'ân Meâllerini Kıyasla

سورة طه

TÂHÂ Suresi

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَن يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ إِلَى أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَى قَدَرٍ يَا مُوسَى ﴿٤٠﴾
20/TÂHÂ-40: İz temşî uhtuke fe tekûlu hel edullukum alâ men yekfuluhu, fe raca’nâke ilâ ummike key takarra aynuhâ ve lâ tahzene, ve katelte nefsen fe necceynâke minel gammi ve fetennâke futûnen, fe lebiste sinîne fî ehli medyene summe ci’te alâ kaderin yâ mûsâ.

Imam Iskender Ali Mihr

Kızkardeşin (seni izleyerek) yürüyordu. (Seni saraya aldıkları zaman onlara şöyle) diyordu: “Size, ona kefil olacak (emzirip, bakacak) birisine delil olayım mı (bulmanızda yardım edeyim mi)? Böylece seni, annene döndürdük. Onun, gözü aydın olsun ve mahzun olmasın diye. Ve birisini öldürmüştün. O zaman (da) seni, gamdan (üzüntüden) kurtarmıştık. Ve seni, sınavlarla imtihan ettik. Böylece Medyen halkı içinde senelerce kaldın. Sonra kaderin gereği (takdir edilen zamanda buraya) geldin ya Musa!”

Ahmet Varol

Hani kızkardeşin dolaşıp: 'Ona bakacak birini size bildireyim mi?' diyordu. Böylece gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene döndürdük. Sen bir can öldürmüştün de seni tasadan kurtarmış ve çeşitli şekillerde imtihan etmiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kaldın sonra da bir takdir üzere (buraya) geldin, ey Musa!

Ali Bulaç

"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa."

Diyanet İşleri

“Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidiyor ve “size onun bakımını üstlenecek kimseyi göstereyim mi?” diyordu. Derken, gözü aydın olsun, üzülmesin diye seni annene döndürdük. (Sana baktı, büyüdün) ve (kazara) bir cana kıydın da biz seni kederden kurtardık, seni sıkı bir denemeden geçirdik (ve kaçıp Medyen’e gittin). Medyen halkı içinde yıllarca kaldın, sonra (peygamber olman için) takdir edilmiş bir zamanda (Tûr’a) geldin ey Mûsâ!”

Elmalılı Hamdi Yazır

O vakıt hemşiren gidiyor da diyordu: «ona iyi bakacak birini buluvereyim mi size?» Bu suretle seni anana iade ettik ki gözü aydın olsun da mahzun olmasın, hem bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardık, ve türlü mihnetlerle seni imtihan ettik bu sebeble senelerce Ehli Medyen içinde kaldın, sonra da bir kader üstüne geldin ya Musâ

Gültekin Onan

"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip denemiştik'. Medyen ehli arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa.

Hayrat Neşriyat

'Hani kız kardeşin (Fir'avun’un sarayına) gidip: 'Ona bakacak bir kimse için size rehberlik edeyim mi?’ diyordu. Böylece seni annene iâde ettik ki, gözü aydın olsun, üzülmesin!

Mustafa İslamoğlu

O zaman kız kardeşin de takip etmiş ve onlara "Size, ona bakabilecek birini göstermemi ister misiniz?" demişti. En sonunda seni annene geri kavuşturduk ki, onun da gözü aydın olsun ve üzülmesin... Derken (erişkin biri olunca) tuttun bir cana kıydın; fakat Biz seni bu tasatan da kurtarmıştık; yani seni bir sınavdan diğerine deneyip durmuştuk. Daha sonra yıllarca Medyenliler arasında yaşadın; en sonunda takdirimiz gereği (bu noktaya) geldin ey Musa!

Ömer Öngüt

“Hani kız kardeşin, Firavun'un sarayına gidip: 'Ona bakacak birini size göstereyim mi?' diyordu. İşte böylece seni annene geri vermiştik; ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Ve sen bir cana kıymıştın da, seni üzüntüden kurtarmıştık. Hem seni birçok musibetlerle imtihana çekmiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra da takdire göre geldin ey Musa!”

Süleyman Ateş

"Kızkardeşin ona bakacak birini size göstereyim mi? diyordu. Böylece seni annene geri verdik ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman da seni tasadan kurtarmış ve seni iyice denemiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra belirlediğimiz bir vakitte bize geldin ey Mûsâ!"
40