وَإِذَ قَالَتْ أُمَّةٌ مِّنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا اللّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا قَالُواْ مَعْذِرَةً إِلَى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
﴿١٦٤﴾
Ali Bulaç
Onlardan bir topluluk: "Allah'ın kendilerini helak etmek veya şiddetli bir azaba uğratmak istediği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?" dediğinde "Rabbinize karşı bir özür için ve bir ihtimal sakınabilirler, diye" dediler.
Diyanet İşleri
Hani onlardan bir topluluk demişti ki: “Siz, Allah’ın helâk edeceği veya şiddetli bir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?” Onlar da, “Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye (öğüt veriyoruz)” demişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve içlerinden bir ümmed niçin Allahın helâk edeceği veya şiddetli bir azâb ile ta'zib eyliyeceği bir kavme va'z ediyorsunuz dediği vakit o va'ızlar dediler ki: rabbınıza i'tizar edebileceğimiz bir ma'ziret olmak için, bir de ne bilirsiniz belki Allahtan korkar sakınırlar
Hayrat Neşriyat
Hani içlerinden bir cemâatte: 'Allah’ın kendilerini helâk edici olduğu veya şiddetli bir azâb ile onları cezâlandırıcı olduğu bir kavme ne diye nasîhat ediyorsunuz?' demişti. (Nasîhat edenler ise:) 'Rabbinize bir ma'zeret (beyân etmek) için, bir de umulur ki(günah işlemekten) sakınırlar diye (nasîhat ediyoruz)!' dediler.
Mustafa İslamoğlu
Ne zaman ki onlardan bir topluluk (söz konusu sapkınlara karşı çıkanlara), "Niçin Allah'ın (bu dünyada) helak edeceği, veya (ahirette) şiddetli bir azaba uğratacağı birilerine öğüt verip duruyorsunuz ki?" dediklerinde, onlar şu cevabı verdiler: "Rabbinizin katında sorumlu olmayalım diye; bir de, belki sorumluluklarını hatırlarlar umuduyla!"
Ömer Öngüt
İçlerinden bir topluluk: “Allah'ın helâk edeceği veya şiddetli bir azap ile cezalandıracağı bir topluluğa ne diye öğüt veriyorsunuz?” dediler. Onlar da: “Rabbinize karşı mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah'tan korkarlar diye. ” cevabını verdiler.
Süleyman Ateş
İçlerinden bir topluluk: "Allâh'ın helâk edeceği, yahut şiddetli bir şekilde azâbedeceği bir kavme artık ne diye öğüt veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize ma'zeret (beyan edebilmek) için, bir de belki korunurlar diye (öğüt veriyoruz)."