وَكَذَلِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لِّيَقُولواْ أَهَؤُلاء مَنَّ اللّهُ عَلَيْهِم مِّن بَيْنِنَا أَلَيْسَ اللّهُ بِأَعْلَمَ بِالشَّاكِرِينَ
﴿٥٣﴾
Imam Iskender Ali Mihr
Ve “Aramızdan, Allah’ın ni’metlendirdikleri bunlar mı?” derler diye, onları birbirleri ile işte böyle imtihan ettik. Allah, şakirleri (şükredenleri) en iyi bilir, öyle değil mi?
Ahmet Varol
İşte böyle, 'Allah aramızdan bunlara mı lütufta bulundu!' demeleri için onları birbirleriyle denedik. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
Diyanet İşleri
Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, “Allah, aramızdan şu adamları mı iman nimetine lâyık gördü?” desinler. Allah, şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi?
Hayrat Neşriyat
Böylece onların bazılarını bazılarıyla (ileri gelenlerini zayıflarıyla) imtihân ettik ki(o müşrikler, îmân eden zayıflar hakkında): 'Allah’ın, aramızdan kendilerine lütufta bulunduğu (hidâyete erdirdiği) kimseler bunlar mı?' desinler! Allah, şükredenleri en iyi bilen değil midir?
Süleyman Ateş
Böylece biz onların kimini kimi ile denedik ki: "Allâh, aramızdan şunlara mı lutfu lâyık gördü?" desinler. Allâh, şükredenleri daha iyi bilmez mi?