وَجَاء الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذِينَ كَذَبُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ سَيُصِيبُ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
﴿٩٠﴾
Imam Iskender Ali Mihr
Ve bedevî Araplar’dan onlara izin verilmesi için özür beyan edenler ve Allah’a ve O’nun Resûl’üne yalan söyleyerek oturup, (geri) kalan kimseler geldiler. Onlardan kâfir olanlara elîm (acı) azap isabet edecek.
Diyanet İşleri
Bedevîlerden mazeret ileri sürenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah’a ve Resûlüne yalan söyleyenler ise (mazeret bile belirtmeden) oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara elem dolu bir azap isabet edecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Bedevîlerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler, Allaha ve Resulüne yalân söyleyenler de oturdular, muhakkak bunların kâfir olanlarına elîm bir azab isabet edecek
Mustafa İslamoğlu
Bedevilerden beyan edecek özrü olanlar, hiç değilse gelip kendilerine (savaşa katılmama) izni verilmesini talep ettiler; Allah ve Rasulü'nü yalanlayanlar ise oturup kaldılar. Onlardan nankörlükte ısrar edenlere, er geç acıklı bir azap dokunacak.
Ömer Öngüt
Bedevilerden (savaşa katılmamak için) özür beyan edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resul'üne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. (Ne geldiler ne de özür dilediler). Onlardan kâfir olanlara acıklı bir azap vardır.
Süleyman Ateş
Özür bahane eden bedevi Araplar, kendilerin(in savaşa katılmamasın)a izin verilmesi için geldiler; Allah'a ve Elçisine yalan söyleyenler oturdular. Onlardan inkâr edenlere, acı bir azâb erişecektir.