وَإِنْ عَاقَبْتُمْ فَعَاقِبُواْ بِمِثْلِ مَا عُوقِبْتُم بِهِ وَلَئِن صَبَرْتُمْ لَهُوَ خَيْرٌ لِّلصَّابِرينَ
﴿١٢٦﴾
Imam Iskender Ali Mihr
Ve şâyet siz, ikab edecekseniz (ceza verecekseniz), o taktirde onların sizi onunla cezalandırdıklarının misliyle cezalandırın! Ve eğer gerçekten sabrederseniz elbette o (sabırları), sabredenler için daha hayırlıdır.
Ali Bulaç
Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Diyanet İşleri
Eğer ceza verecekseniz, size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Gültekin Onan
Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Hayrat Neşriyat
Eğer bir cezâ verirseniz, o hâlde size yapılan eziyetin misliyle cezâ verin! Fakat sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Mustafa İslamoğlu
İmdi siz, cezalandırdığınızda mutlaka sizin maruz kaldığınız miktarı aşmadan cezalandırınız; yok eğer sabrederseniz, bu, sabırda direnenler için daha hayırlıdır.
Ömer Öngüt
Eğer ceza verecek olursanız, size verilen cezanın misli ile ceza verin. Sabrederseniz, elbette bu sabredenler için daha hayırlıdır.
Süleyman Ateş
Eğer azâb edecekseniz, size yapılan azâb kadar azâb edin. Ama sabrederseniz, andolsun ki o, sabredenler için daha iyidir. (Hz. peygamber, Uhud Savaşında, amcası Hamza'yı kâfirler tarafından burnu ve kulakları kesilmiş, ciğeri çıkartılmış bir durumda görünce; "Allah'a andolsun ki, eğer Allah bana zafer verirse, senin yerine, onlardan yetmiş kişiyi böyle yapacağım!" demişti. Fakat yemînine keffâret vererek bu sözünü uygulamamış, Mekke'nin Fethinde düşmanlarını affetmiştir.)