Türkçe [Değiştir]

القرآن الكريم / جزئها ٧ / صفحة ١٢٥

MÂİDE 104-108, Kur'ân - Cüz 7 - Sayfa 125

Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden Cüz-7, Sayfa-125 dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden Cüz-7, Sayfa-125 dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden Cüz-7, Sayfa-125 dinle!
Önceki
Sonraki
share on facebook  tweet  share on google  print  
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْاْ إِلَى مَا أَنزَلَ اللّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ قَالُواْ حَسْبُنَا مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءنَا أَوَلَوْ كَانَ آبَاؤُهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ شَيْئًا وَلاَ يَهْتَدُونَ ﴿١٠٤﴾
5/MÂİDE-104: Ve izâ kîle lehum teâlev ilâ mâ enzelallâhu ve ilâr resûlî kâlû hasbunâ mâ vecednâ aleyhi âbâenâ e ve lev kâne âbâuhum lâ ya’lemûne şey’en ve lâ yehtedûn(yehtedûne).
Ve onlara: “Allah'ın indirdiğine (Kur’ân'a) ve Resûl’e (itaate) gelin.” denildiğinde; “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şey (dîn) bize yeter (kâfi)” derler. Ya onların babaları (bu gerçeklere ait) bir şey bilmiyorlarsa ve hidayete ermemişlerse de mi? (104)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُم مَّن ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ إِلَى اللّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿١٠٥﴾
5/MÂİDE-105: Yâ eyyuhâllezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izâhtedeytum, ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Ey âmenû olanlar! Nefsleriniz, üzerinizedir (nefsinizin sorumluluğu üzerinize borçtur). Siz hidayette iseniz, dalâletteki bir kimse size bir zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek. (105)
يِا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ شَهَادَةُ بَيْنِكُمْ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ حِينَ الْوَصِيَّةِ اثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِّنكُمْ أَوْ آخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ إِنْ أَنتُمْ ضَرَبْتُمْ فِي الأَرْضِ فَأَصَابَتْكُم مُّصِيبَةُ الْمَوْتِ تَحْبِسُونَهُمَا مِن بَعْدِ الصَّلاَةِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّهِ إِنِ ارْتَبْتُمْ لاَ نَشْتَرِي بِهِ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَلاَ نَكْتُمُ شَهَادَةَ اللّهِ إِنَّا إِذًا لَّمِنَ الآثِمِينَ ﴿١٠٦﴾
5/MÂİDE-106: Yâ eyyuhâllezîne âmenû şehâdetu beynikum izâ hadara ehadekumul mevtu hînel vasiyyetisnâni zevâ adlin minkum ev âharâni min gayrikum in entum darabtum fîl ardı fe esâbetkum musîbetul mevt(mevti) tahbisûnehumâ min ba’dis salâti fe yuksîmâni billâhi in irtebtum lâ neşterî bihî semenen ve lev kâne zâ kurbâ ve lâ nektumu şehâdetallâhi innâ izen le minel âsimîn(âsimîne).
Ey âmenû olanlar! Sizden birinize ölüm hali gelince vasiyet sırasında sizin içinizden iki adîl kişi, aranızda şahitlik etsin. Veya yeryüzünde yolculuk ederken size ölüm olayı isabet ederse, sizden olmayan iki kişiyi şahid tutun. Eğer şüpheye düşerseniz, onları namazdan sonra alıkoyun. O zaman Allah’a şöyle yemin etsinler; “Yakınımız bile olsa, yeminimizi bir bedel ile değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın şehadetini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz, mutlaka günahkâr kimselerden oluruz.” (106)
فَإِنْ عُثِرَ عَلَى أَنَّهُمَا اسْتَحَقَّا إِثْمًا فَآخَرَانِ يِقُومَانُ مَقَامَهُمَا مِنَ الَّذِينَ اسْتَحَقَّ عَلَيْهِمُ الأَوْلَيَانِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّهِ لَشَهَادَتُنَا أَحَقُّ مِن شَهَادَتِهِمَا وَمَا اعْتَدَيْنَا إِنَّا إِذًا لَّمِنَ الظَّالِمِينَ ﴿١٠٧﴾
5/MÂİDE-107: Fe in usire alâ ennehumâstehakkâ ismen fe âharâni yekûmâni makâmehumâ minellezînestehakka aleyhimul evleyâni fe yuksîmâni billâhi le şehâdetunâ ehakku min şehâdetihimâ ve mâ’tedeynâ, innâ izen le minez zâlimîn(zâlimîne).
Eğer o iki kişinin bir günaha müstehak olduğunun (sonradan) farkına varılırsa, o taktirde onlara daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçer sonra Allah’a şöyle yemin ederler; “Bizim şahidliğimiz onların şahidliğinden mutlaka daha doğrudur, haktır ve biz haddi aşmadık. Aksi takdirde, o zaman biz mutlaka zalimlerden oluruz.” (107)
ذَلِكَ أَدْنَى أَن يَأْتُواْ بِالشَّهَادَةِ عَلَى وَجْهِهَا أَوْ يَخَافُواْ أَن تُرَدَّ أَيْمَانٌ بَعْدَ أَيْمَانِهِمْ وَاتَّقُوا اللّهَ وَاسْمَعُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ ﴿١٠٨﴾
5/MÂİDE-108: Zâlike ednâ en ye’tû biş şehâdeti alâ vechihâ ev yehâfû en turadde eymânun ba’de eymânihim vettekûllâhe vesmeû vallâhu lâ yehdil kavmel fâsikîn(fâsikîne).
Bu (şekildeki yemin), şehadet ile yüzyüze gelmelerinde (şahitlere mirasçıların güvenmemesinden) veya yeminlerinden sonra yeminlerin reddedilmesinden korkmalarından daha iyidir. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun ve dinleyin. Ve Allah, fâsıklar kavmini (topluluğunu) hidayete erdirmez. (108)