Türkçe [Değiştir]

القرآن الكريم / جزئها ٣ / صفحة ٤٦

BAKARA 270-274, Kur'ân - Cüz 3 - Sayfa 46

Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden Cüz-3, Sayfa-46 dinle!
Hafız Maher Al Mueaqly sesinden Cüz-3, Sayfa-46 dinle!
Hafız Mishary AlAfasy sesinden Cüz-3, Sayfa-46 dinle!
Önceki
Sonraki
share on facebook  tweet  share on google  print  
وَمَا أَنفَقْتُم مِّن نَّفَقَةٍ أَوْ نَذَرْتُم مِّن نَّذْرٍ فَإِنَّ اللّهَ يَعْلَمُهُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ ﴿٢٧٠﴾
2/BAKARA-270: Ve mâ enfaktum min nafakatin ev nezertum min nezrin fe innallâhe ya’lemuh(ya’lemuhu), ve mâ liz zâlimîne min ensâr(ensârın).
Ve nafakadan ne infâk ettinizse (verdinizse) veya adaktan ne adadınızsa, o taktirde muhakkak ki Allah, onu bilir. Ve zâlimler için bir yardımcı yoktur. (270)
إِن تُبْدُواْ الصَّدَقَاتِ فَنِعِمَّا هِيَ وَإِن تُخْفُوهَا وَتُؤْتُوهَا الْفُقَرَاء فَهُوَ خَيْرٌ لُّكُمْ وَيُكَفِّرُ عَنكُم مِّن سَيِّئَاتِكُمْ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ ﴿٢٧١﴾
2/BAKARA-271: İn tubdûs sadakâti fe niimmâ hiy(hiye), ve in tuhfûhâ ve tu’tûhâl fukarâe fe huve hayrun lekum ve yukeffiru ankum min seyyiâtikum vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).
Eğer sadakaları açıkça verirseniz, işte o (davranışınız) ne güzel! Ve eğer o (sadakaları) gizleyerek fakirlere verirseniz artık o sizin için daha da hayırlıdır. (Böylece Allah), günahlarınızdan (bir kısmını) örter (bağışlar). Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır. (271)
لَّيْسَ عَلَيْكَ هُدَاهُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ يَهْدِي مَن يَشَاء وَمَا تُنفِقُواْ مِنْ خَيْرٍ فَلأنفُسِكُمْ وَمَا تُنفِقُونَ إِلاَّ ابْتِغَاء وَجْهِ اللّهِ وَمَا تُنفِقُواْ مِنْ خَيْرٍ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لاَ تُظْلَمُونَ ﴿٢٧٢﴾
2/BAKARA-272: Leyse aleyke hudâhum ve lâkinnallâhe yehdî men yeşâu, ve mâ tunfikû min hayrin fe li enfusikum, ve mâ tunfikûne illebtigâe vechillâh(vechillâhi), ve mâ tunfikû min hayrin yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn(tuzlemûne).
Onların hidayete ermesi senin üzerine (vazife) değildir. Fakat Allah, dilediği kimseyi hidayete erdirir. Ve hayır olarak ne infâk ederseniz, işte o sizin kendi nefsiniz içindir. Siz (ey mü’minler), sadece Allah’ın vechini (Zat’ını, Allah’ın Zat’ına ulaşmayı) dileyerek infâk edersiniz (verirsiniz). Ve hayır olarak ne infâk ederseniz, (o) size tamamen ödenir ve siz zulmedilmezsiniz (size haksızlık yapılmaz). (272)
لِلْفُقَرَاء الَّذِينَ أُحصِرُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَطِيعُونَ ضَرْبًا فِي الأَرْضِ يَحْسَبُهُمُ الْجَاهِلُ أَغْنِيَاء مِنَ التَّعَفُّفِ تَعْرِفُهُم بِسِيمَاهُمْ لاَ يَسْأَلُونَ النَّاسَ إِلْحَافًا وَمَا تُنفِقُواْ مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللّهَ بِهِ عَلِيمٌ ﴿٢٧٣﴾
2/BAKARA-273: Lil fukarâillezîne uhsirû fî sebîlillâhi lâ yestatîûne darben fîl ardı, yahsebuhumul câhilu agniyâe minet teaffuf(teaffufi), ta’rifuhum bi sîmâhum, lâ yes’elûnen nâse ilhâfâ(ilhâfen), ve mâ tunfikû min hayrin fe innallâhe bihî alîm(alîmun).
(İnfâklarınız ve sadakalarınız), kendilerini Allah yoluna hasreden (adayan), yeryüzünde dolaşmaya (ticaret yapıp kazanmaya) gücü yetmeyen fakirler içindir. Onların durumlarını bilmeyen, onları iffetlerinden dolayı zengin zanneder. Onları sen, yüzlerinden tanırsın. Zorla insanlardan bir şey istemezler. Hayır olarak ne infâk ederseniz (verirseniz), o taktirde muhakkak ki Allah, onu en iyi bilendir. (273)
الَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُم بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِرًّا وَعَلاَنِيَةً فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ ﴿٢٧٤﴾
2/BAKARA-274: Ellezîne yunfikûne emvâlehum bil leyli ven nehâri sirran ve alâniyeten fe lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Mallarını gece ve gündüz, gizli ve aşikâr (Allah yolunda) infâk edenler (verenler), işte onların ecirleri (mükâfatları) Rab’lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar. (274)