وَإِن مَّن قَرْيَةٍ إِلاَّ نَحْنُ مُهْلِكُوهَا قَبْلَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ أَوْ مُعَذِّبُوهَا عَذَابًا شَدِيدًا كَانَ ذَلِك فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
﴿٥٨﴾
Imam Iskender Ali Mihr
Eğer bir şehir (helâk olacaksa), kıyâmet gününden önce onun helâk edicisi ancak Biziz. Veya onun (şehir halkının) şiddetli azap edicisi Biziz. İşte bu, Kitap’ta yazılıdır.
Diyanet İşleri
Ne kadar memleket varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edeceğiz, ya da şiddetli bir azapla cezalandıracağız. İşte bu, Kitap’ta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış bulunuyor.
Hayrat Neşriyat
Hiçbir şehir yoktur ki, biz kıyâmet gününden önce helâk edicileri veya şiddetli bir azâb ile azâb edicileri olmayalım. Bu, kitabda (Levh-i Mahfûz’da) yazılmıştır.
Mustafa İslamoğlu
Ve (yoldan çıkmış) hiçbir toplum yoktur ki, Biz onun helakını Kıyamet Günü'nden önce kararlaştırmamış, ya da şiddetli bir azap ile cezalandırmamış olalım: Bu daha baştan kayıt altına alınmış ilahi yasa gereğidir.
Ömer Öngüt
Hiçbir memleket hariç olmamak üzere, biz onu kıyamet gününden önce ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azapla cezalandırırız. Bu, kitapta (Levh-i mahfuz'da) yazılıdır.
Süleyman Ateş
Hiçbir kent yoktur ki biz, kıyâmet gününden önce onu yok edecek, yahut ona şiddetli bir şekilde azâbedecek olmayalım. Bu, Kitapta yazılmıştır.