مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاء
﴿٤٣﴾
Elmalılı Hamdi Yazır
Başlarını dikerek koşarlar, nazarları kendilerine dönmez, ve yüreklerinin içi bom boş hevâ kesilmiştir
Hayrat Neşriyat
(O gün onlar, artık) başlarını (kendilerine her seslenene) korkuyla kaldıranlar olarak(çağrıldıkları yere) koşacak olan kimselerdir; (öyle ki) bakışları kendilerine (bile) dönemez. Kalbleri ise bomboştur (kapıldıkları dehşetten dolayı hiçbir şey anlamazlar).
Süleyman Ateş
(O gün) başlarını dikerek koşarlar, bakışları kendilerine dönmez, (öyle donup kalmıştır sanki). Yüreklerinin içi de bomboş havadır. (Şaşkınlıktan, kafalarında düşünce adına bir şey kalmamıştır).