Türkçe
[
Değiştir
]
Коран на български език
Коран на русском языке
Quran di Indonesia
Corán en español
Koran on-Nederlandse
Coran en français
Koran auf Deutsch
Quran in English
Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
Kur'ân
Kuran Sureleri
Cüzler
Kur'an Dinle (Yeni)
Sessiz
Abu Bakr al Shatri (Aktif)
سورة فصّلت ٢٥
القرآن الكريم
»
سورة فصّلت
»
سورة فصّلت ٢٥
FUSSİLET - 25. Âyet dinle, Abu Bakr al Shatri
Kur'ân-ı Kerim
»
Kuran Sureleri
»
FUSSİLET Suresi
Kur'an Dinle 41/FUSSİLET-25
0
5
10
15
20
22
23
24
25
26
27
28
35
40
45
50
FUSSİLET - 25. Âyet dinle, Abu Bakr al Shatri
FUSSİLET Suresi 25. âyet için tüm Türkçe Kur'ân Meâllerini Kıyasla
سورة فصّلت
FUSSİLET Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَاء فَزَيَّنُوا لَهُم مَّا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ فِي أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِم مِّنَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِرِينَ
﴿٢٥﴾
41/FUSSİLET-25:
Ve kayyadnâ lehum kuranâe fe zeyyenû lehum mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad halet min kablihim minel cinni vel insi, innehum kânû hâsirîn(hâsirîne).
Imam Iskender Ali Mihr
Onlara yakın arkadaşlar musallat ettik. Böylece önlerinde ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) onlara süslediler. Cinlerden ve insanlardan, onlardan önce gelmiş geçmiş ümmetlerinde üzerine (azap) sözü hak oldu. Muhakkak ki onlar, hüsrana düşmüş olanlardır.
Ahmet Varol
Biz onlara birtakım yakınlar musallat ettik. Onlar, kendilerine önlerindekini ve arkalarındakini süslü gösterdiler. Kendilerinden önce geçmiş olan cin ve insan toplulukları içinde (uygulanan) söz, onlar için de hak oldu. Çünkü onlar hüsrana uğrayanlardı.
Ali Bulaç
Biz onlara birtakım yakın kimseleri 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık', onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azab) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi.
Diyanet İşleri
Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili o söz (azap), onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır
Hem onlara bir takım yanaşıklar saldırmışızdır da onlar, onlara önlerindekini ve arkalarındakini ziynetleyivermişlerdir. Cin ve İnsten önlerinden geçen ümmetler içinde onların aleyhine de söz hakk olmuştur, çünkü hep kendilerine yazık etmişlerdir
Gültekin Onan
Biz onlara birtakım yakın kimseleri 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık', onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetlerde [yürürlükte tutulan azab] sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar hüsrana uğrayan kimselerdi.
Hayrat Neşriyat
Onlara (birtakım) arkadaşlar (şeytanlar) musallat ettik de önlerinde ve arkalarında bulunan şeyleri kendilerine süslü gösterdiler; böylece kendilerinden önce gelip geçen cin ve insan toplulukları hakkındaki (azâba dâir) söz, kendi üzerlerine hak oldu. Çünki onlar hüsrâna uğrayanlardı.
Mustafa İslamoğlu
Zira onların başına güdümüne girecekleri yoldaşlar musallat ettik; bunlar, önlerinde olanı da arkalarında kalanı da kendilerine süslü gösterdiler; işte böylece, kendilerinden önce gelip geçmiş olan görünür görünmez varlıklardan nice topluluklar hakkındaki vaad onlar için de gerçekleşmiş oldu: şüphe yok ki onlar, daima kaybeden taraf oldular.
Ömer Öngüt
Biz onlara bir takım arkadaşlar musallat ettik. Onlar önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce geçmiş olan cin ve insan ümmetleri arasında onlara da o azap sözü hak olmuştu. Çünkü onlar hüsranda idiler.
Süleyman Ateş
Biz onlara birtakım (kötü) arkadaşlar sardırdık. Onların önlerinde ve arkalarında bulunan herşeyi onlara süslü gösterdiler (yaptıkları işlerin güzel olduğunu söylediler). Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan topluluklarına (uygulanan) söz, kendilerine de gerekli oldu (bunlar da azâbı hak ettiler), çünkü hep ziyanda idiler.
0
5
10
15
20
22
23
24
25
26
27
28
35
40
45
50