فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي أَيَّامٍ نَّحِسَاتٍ لِّنُذِيقَهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَخْزَى وَهُمْ لَا يُنصَرُونَ
﴿١٦﴾
Imam Iskender Ali Mihr
Bunun üzerine, dünya hayatında, zillet azabını onlara tattırmamız için, uğursuz günlerde onların üzerine şiddetli sesle gelen soğuk bir fırtına gönderdik. Ve ahiret azabı mutlaka daha çok rezil edicidir. Ve onlara yardım olunmaz.
Ali Bulaç
Böylece biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.
Gültekin Onan
Böylece biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını tattırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.
Hayrat Neşriyat
Bunun üzerine, dünya hayâtında rezillik azâbını kendilerine tattırmak için, o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Âhiret azâbı ise elbette daha rezîl edicidir; onlara (orada) yardım da edilmez.
Ömer Öngüt
Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı ise elbette daha çok alçaltıcı, rüsvay edicidir. Onlara hiç yardım da edilmez.
Süleyman Ateş
Biz de onlara dünyâ hayâtında rezillik azâbını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiret azâbı ise daha da kepaze edicidir. Onlara hiç yardım edilmeyecektir.