Türkçe [Değiştir]

FURKÂN Suresi Âyet-19 Meâlleri

Hafız Abu Bakr al Shatri sesinden 25/FURKÂN-19 dinle!
Sonraki
Önceki
share on facebook  tweet  share on google  print  
19

FURKÂN Suresi Âyet-19 Meâlleri

FURKÂN Suresi 19. âyet için tüm Türkçe Kur'ân Meâllerini Kıyasla

سورة الفرقان

FURKÂN Suresi

Bismillâhirrahmânirrahîm

فَقَدْ كَذَّبُوكُم بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسْتَطِيعُونَ صَرْفًا وَلَا نَصْرًا وَمَن يَظْلِم مِّنكُمْ نُذِقْهُ عَذَابًا كَبِيرًا ﴿١٩﴾
25/FURKÂN-19: Fe kad kezzebûkum bimâ tekûlûne fe mâ testetîûne sarfan ve lâ nasrâ(nasran), ve men yazlım minkum nuzıkhu azâben kebîrâ(kebîren).

Imam Iskender Ali Mihr

İşte böylece (Allah’tan başka taptıklarınız), söylediklerinizden dolayı sizi yalanladılar. Artık (azabı) uzaklaştırmaya ve yardım almaya muktedir olamazsınız. Ve sizden kim zulmederse ona büyük azap tattırırız.

Ahmet Varol

Böylece sizi, söyledikleriniz konusunda kesinlikle yalanlamışlardır. Artık ne (azabı) geri çevirmeye ne de yardıma [4] güç yetirebilirsiniz. Sizden kim zulmederse ona büyük bir azap tattırırız.

Ali Bulaç

"İşte (ilahlarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azab taddırırız."

Diyanet İşleri

(İlâh edindikleriniz) söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı savmaya gücünüz yetmeyecek ve kendinize yardım da edemeyeceksiniz. Sizden kim de zulüm ve haksızlık ederse, ona büyük bir azap tattırırız.

Elmalılı Hamdi Yazır

Demek sizi sözünüzde yalancı çıkarmışlardır, artık ne savmağa ne de bir yardıma çare bulamıyacaksınız ve içinizden her kim zulmederse ona büyük bir azâb tattıracağız

Gültekin Onan

"İşte (tanrılarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azab tattırırız."

Hayrat Neşriyat

(Bunun üzerine diğerlerine şöyle denir:) 'İşte (taptıklarınız) söylemekte olduklarınızda sizi gerçekten yalancı çıkardılar; şimdi ne (azâbı) geri çevirmeye, ne de(kendinize) bir yardıma güç yetirebilirsiniz.' Artık içinizden kim zulmederse (bilsin ki), ona(pek) büyük bir azab tattıracağız!

Mustafa İslamoğlu

Bunun üzerine (Allah şirk koşanlara şöyle demişti): "Doğrusu o (tanrılık yakıştırdıklarınız), söylediklerinizin tümünde sizin yalancı olduğunuzu ortaya çıkarıyorlar. Artık ne (cezayı) atlatmaya mecaliniz yeter, ne de yardım almaya: zira sizden her kim (hakikati) tersyüz ederse, ona büyük bir azap tattıracağız.

Ömer Öngüt

Söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne kendinizden azabı çevirmeye gücünüz yeter, ne de bir yardım görebilirsiniz. Sizden kim zulmederse büyük bir azap tattıracağız.

Süleyman Ateş

(Bu kez hitap, bunlara tanrı diye tapanlara yönelir.) İşte (tanrı) dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne (azâbı geri) çevirmeğe gücünüz yeter, ne de (kendinize) bir yardım bulabilirsiniz! Sizden kim zulmederse ona büyük bir azâb taddırırız.
19