Türkçe
[
Değiştir
]
Коран на български език
Коран на русском языке
Quran di Indonesia
Corán en español
Koran on-Nederlandse
Coran en français
Koran auf Deutsch
Quran in English
Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
Kur'ân
Kuran Sureleri
Cüzler
Kur'an Dinle (Yeni)
Sessiz
Abu Bakr al Shatri (Aktif)
سورة الأحقاف ٢٦
القرآن الكريم
»
سورة الأحقاف
»
سورة الأحقاف ٢٦
AHKÂF - 26. Âyet dinle, Abu Bakr al Shatri
Kur'ân-ı Kerim
»
Kuran Sureleri
»
AHKÂF Suresi
Kur'an Dinle 46/AHKÂF-26
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
AHKÂF - 26. Âyet dinle, Abu Bakr al Shatri
AHKÂF Suresi 26. âyet için tüm Türkçe Kur'ân Meâllerini Kıyasla
سورة الأحقاف
AHKÂF Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ فِيمَا إِن مَّكَّنَّاكُمْ فِيهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعًا وَأَبْصَارًا وَأَفْئِدَةً فَمَا أَغْنَى عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَا أَبْصَارُهُمْ وَلَا أَفْئِدَتُهُم مِّن شَيْءٍ إِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون
﴿٢٦﴾
46/AHKÂF-26:
Ve lekad mekkennâ hum fî mâ in mekkennâkum fîhi ve cealnâ lehum sem’an ve ebsâran ve ef’ideten fe mâ agnâ anhum sem’uhum ve lâ ebsâruhum ve lâ ef’idetuhum min şey’in iz kânû yechadûne bi âyâtillâhi ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).
Imam Iskender Ali Mihr
Ve andolsun ki Biz, onlara size dahi vermediğimiz imkânları verdik. Ve onlara işitme, görme hassaları ve idrak verdik. Fakat işitme ve görme hassaları onlara fayda sağlamadı. Ve idrakleri de onlara bir şey sağlamadı. Allah’ın âyetlerini bilerek inkâr ediyorlardı. Ve alay etmiş oldukları şey onları kuşattı.
Ahmet Varol
Andolsun ki, onlara size vermediğimiz imkanları vermiştik. Onlara kulaklar, gözler ve gönüller verdik. Ancak kulakları, gözleri ve gönülleri kendilerine bir şey sağlamadı. Çünkü onlar bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alaya aldıkları şey kendilerini kuşatıverdi.
Ali Bulaç
Andolsun, biz onları, sizleri kendisinde yerleşik kılmadığımız yerlerde (size vermediğimiz güç ve iktidar imkanlarıyla) yerleşik kıldık ve onlara işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdik. Ancak ne işitme, ne görme (duyuları) ve ne gönülleri kendilerine herhangi bir şey sağlamadı. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşattı.
Diyanet İşleri
Andolsun, size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar sağlamadı. Çünkü Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alaya aldıkları şey onları kuşattı.
Elmalılı Hamdi Yazır
Yemîn ile söylerim: doğrusu biz onlara öyle şeyler vermiş idik ki size o kuvvet ve mükneti vermemişizdir, hem kendileri için kulak ve gözler, gönüller yapmış idik ki ne kulakları, ne gözleri, ne gönülleri kendilerine bir faide vermedi, zira Allahın âyetlerini inkâr ediyorlardı, o istihza ettikleri şey de kendilerini kuşatıverdi
Gültekin Onan
Andolsun, biz onları, sizleri kendisinde yerleşik kılmadığımız yerlerde (size vermediğimiz güç ve iktidar imkanlarıyla) yerleşik kıldık ve onlara işitme, görme (duyularını) ve yürekler (efideten) verdik. Ancak ne işitme, ne görme (duyuları) ve ne yürekleri (efidetühüm) kendilerine herhangi bir şey sağlamadı. Çünkü onlar, Tanrı'nın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri şey onları sarıp kuşattı.
Hayrat Neşriyat
And olsun ki, size kendisi hakkında imkânlar vermediğimiz hususlarda, onlara imkân vermiştik; onlara da kulaklar, gözler ve kalbler vermiştik. Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne de kalbleri onlara hiçbir şeyden fayda vermedi. Çünki Allah’ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı da (sonunda) kendisiyle alay etmekte oldukları (azab) onları kuşatıverdi.
Mustafa İslamoğlu
Doğrusu onlara orada, size burada vermediğimiz kadar güç ve kudret vermiştik. Onların da işitme, görme ve akletme yetileri başlarından belayı savmaya yetmedi; çünkü onlar Allah'ın mesajlarını bile bile inkar etmiştiler: nihayet alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıp yok etti.
Ömer Öngüt
Andolsun ki onlara size vermediğimizi vermiş, (onları sizi yerleştirmediğimiz yerlere yerleştirmiş)tik. Kendilerine kulaklar, gözler ve gönüller vermiştik. Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne de gönülleri onlara bir fayda sağlamadı. Zira bile bile Allah'ın âyetlerini inatla inkâr ediyorlardı. Alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıverdi.
Süleyman Ateş
Onlara size vermediğimiz servet ve kuvveti vermiştik, onlara kulaklar, gözler ve gönüller yaratmıştık. Fakat ne kulakları, ne gözleri ne de gönülleri kendilerine bir yarar sağladı. Zira (düşünüp ibret almıyorlar, tersine) bile bile Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Ve alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıverdi.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35