Türkçe
[
Değiştir
]
Коран на български език
Коран на русском языке
Quran di Indonesia
Corán en español
Koran on-Nederlandse
Coran en français
Koran auf Deutsch
Quran in English
Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
Kur'ân
Kuran Sureleri
Cüzler
Kur'an Dinle (Yeni)
Sessiz (Aktif)
Abu Bakr al Shatri
سورة النساء ٨٣
القرآن الكريم
»
سورة النساء
»
سورة النساء ٨٣
NİSÂ Suresi Âyet-83 Meâlleri
Kur'ân-ı Kerim
»
Kuran Sureleri
»
NİSÂ Suresi
»
NİSÂ Suresi Âyet-83 Meâlleri
Kur'an Dinle 4/NİSÂ-83
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
50
55
60
65
70
75
80
80
81
82
83
84
85
86
93
98
103
108
113
118
123
128
133
138
143
148
153
158
163
168
173
NİSÂ Suresi Âyet-83 Meâlleri
NİSÂ Suresi 83. âyet için tüm Türkçe Kur'ân Meâllerini Kıyasla
سورة النساء
NİSÂ Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
وَإِذَا جَاءهُمْ أَمْرٌ مِّنَ الأَمْنِ أَوِ الْخَوْفِ أَذَاعُواْ بِهِ وَلَوْ رَدُّوهُ إِلَى الرَّسُولِ وَإِلَى أُوْلِي الأَمْرِ مِنْهُمْ لَعَلِمَهُ الَّذِينَ يَسْتَنبِطُونَهُ مِنْهُمْ وَلَوْلاَ فَضْلُ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لاَتَّبَعْتُمُ الشَّيْطَانَ إِلاَّ قَلِيلاً
﴿٨٣﴾
4/NİSÂ-83:
Ve izâ câehum emrun minel emni evil havfi ezâû bihî.Ve lev reddûhu ilâr resûli ve ilâ ulil emri minhum le alimehullezîne yestenbitûnehu minhum. Ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu letteba’tumuş şeytâne illâ kalîlâ(kalîlen).
Imam Iskender Ali Mihr
Ve onlara emniyet veya korku haberi geldiği zaman onu açıklarlar (yayarlar). Ve eğer, onu (o haberi) Resûl'e ve kendilerinden olan ulûl emre iletselerdi (herkese açıklamasalardı), onlardan, onun (o haberin) iç yüzünü araştıranlar mutlaka (gerçeği) bilirlerdi.Ve Allah'ın fazlı ve rahmeti üzerinize olmasaydı, pek azınız hariç mutlaka şeytana uyardınız.
Ahmet Varol
Onlara güven ya da korku ile ilgili bir haber gelecek olsa hemen onu yayarlar. Oysa onu Peygamber'e yahut içlerindeki yöneticilere götürselerdi o haberi inceleyip sonuç çıkarabilecek olanlar onu bilirlerdi. Eğer size Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı çok azınız hariç hep şeytana uyardınız.
Ali Bulaç
Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan 'sonuç çıkarabilenler', onu bilirlerdi. Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz.
Diyanet İşleri
Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Hâlbuki onu peygambere ve içlerinden yetki sahibi kimselere götürselerdi, elbette bunlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkarabilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız.
Elmalılı Hamdi Yazır
Hem emn-ü havfe dair bir haber geldiği vakıt kendilerine onu yayıveriyorlar, halbuki onu Peygambere ve içlerinden ülül'emr olanlara arz etseler elbette bunların istinbata kadir olanları onu anlar bilirlerdi, eğer Allahın fazl u rahmeti üzerinizde olmasa idi pek azınızdan maadası şeytana uymuş gitmiştiniz.
Gültekin Onan
Kendilerine güven (emni) veya korku buyruğu [bütün çeviriler buradaki emr'i haber yapmış] geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler / yayarlar. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan buyruk sahiplerine / buyurganlara götürmüş olsalardı, onlardan 'sonuç çıkarabilenler' onu bilirlerdi. Tanrı'nın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız dışında herhalde şeytana uymuştunuz.
Hayrat Neşriyat
Hem onlara emniyet veya korkuya dâir bir haber geldiğinde onu yayıverirler. Ama onu, peygambere ve içlerinden ülü’l-emre (emir sâhibi idârecilerine) arz etselerdi, onlardan bunu (o işin gerçek mâhiyetini, dirâyetleriyle ortaya) çıkarabilecek olanlar, elbette onu(n tedbîrini) bilirlerdi. İşte üzerinizde Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, elbette pek azınız müstesnâ, şeytana uyardınız!
Mustafa İslamoğlu
Onlar, kendilerine barış ya da savaşla ilgili herhangi bir bilgi ulaştığında onu dışarı yayarlar. Oysa ki onu Peygambere ya da mü'minler arasından kendilerine yetki verilmiş olanlara iletselerdi, onlar arasından işin (uzmanı olup) ölçme-değerlendirme yapabilenler onu da (değerlendire)bilirlerdi. Size Allah'ın lütuf ve rahmeti olmasaydı, çok azınız hariç kesinlikle şeytanın ardınca giderdiniz.
Ömer Öngüt
Onlara güven ve korkuya dair bir haber gelse, hemen onu yayarlar. Halbuki onu Peygamber'e veya kendilerinden olan emir sahiplerine arzetselerdi, onlardan hüküm çıkarmaya gücü yetenler elbette onu bilirlerdi. Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve nimeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyar giderdiniz.
Süleyman Ateş
Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelse onu yayarlar. Halbuki onu Elçi'ye ve aralarında buyruk sâhiplerine götürselerdi, işin içyüzünü araştırıp çıkaranlar, onun ne olduğunu (haberin taşıdığı anlamı) bilirlerdi. Eğer size Allâh'ın lutfu ve rahmeti olmasaydı, birçok işinizde şeytâna uyardınız.
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
50
55
60
65
70
75
80
80
81
82
83
84
85
86
93
98
103
108
113
118
123
128
133
138
143
148
153
158
163
168
173