Türkçe
[
Değiştir
]
Коран на български език
Коран на русском языке
Quran di Indonesia
Corán en español
Koran on-Nederlandse
Coran en français
Koran auf Deutsch
Quran in English
Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
Kur'ân
Kuran Sureleri
Cüzler
Kur'an Dinle (Yeni)
Sessiz (Aktif)
Abu Bakr al Shatri
Maher Al Mueaqly
Mishary AlAfasy
القرآن الكريم / جزئها ٣٠ / صفحة ٥٩٩
القرآن الكريم
»
جزئها ٣٠
»
القرآن الكريم / جزئها ٣٠ / صفحة ٥٩٩
Kur'ân - Cüz 30 - Sayfa 599 (BEYYİNE 8-8, ZİLZÂL 1-8, ÂDİYÂT 1-9)
Kur'ân-ı Kerim
»
Cüzler
»
Cüz 30
»
Kur'ân - Cüz 30 - Sayfa 599 (BEYYİNE 8-8, ZİLZÂL 1-8, ÂDİYÂT 1-9)
Kur'an Dinle Sayfa-599
جَزَاؤُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَّضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ
﴿٨﴾
سورة الـزلزلة
إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا
﴿١﴾
وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا
﴿٢﴾
وَقَالَ الْإِنسَانُ مَا لَهَا
﴿٣﴾
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا
﴿٤﴾
بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَى لَهَا
﴿٥﴾
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ
﴿٦﴾
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
﴿٧﴾
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
﴿٨﴾
سورة الـعاديات
وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا
﴿١﴾
فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا
﴿٢﴾
فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا
﴿٣﴾
فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا
﴿٤﴾
فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا
﴿٥﴾
إِنَّ الْإِنسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ
﴿٦﴾
وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ
﴿٧﴾
وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
﴿٨﴾
أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ
﴿٩﴾
98/BEYYİNE-8: Cezâuhum inde rabbihim cennâtu adnin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), radıyallâhu anhum ve radû anhu, zâlike li men haşiye rabbehu.
Rab’leri Katı’nda onların mükâfatı, altlarından nehirler akan adn cennetleridir, orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah onlardan razı ve onlar O’ndan (Allah’tan) razıdır. İşte bu, Rabbine huşû duyan kimseler içindir. (8)
ZİLZÂL Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
99/ZİLZÂL-1: İzâ zulziletil ardu zilzâlehâ.
Arz, o şiddetli sarsıntısı ile sarsıldığı zaman. (1)
99/ZİLZÂL-2: Ve ahracetil ardu eskâlehâ.
Ve arz, ağırlıklarını dışarı çıkardığı (zaman). (2)
99/ZİLZÂL-3: Ve kâlel insânu mâ lehâ.
Ve insan: “Ona ne oluyor?” dediği (zaman). (3)
99/ZİLZÂL-4: Yevme izin tuhaddisu ahbârahâ.
O gün (izin günü), (arz) haberlerini anlatacak. (4)
99/ZİLZÂL-5: Bi enne rabbeke evhâ lehâ.
Rabbinin ona vahyetmesi ile. (5)
99/ZİLZÂL-6: Yevme izin yasdurun nâsu eştâten li yurav a’mâlehum.
İzin günü insanlar, amellerinin kendilerine gösterilmesi için dağınık olarak ortaya çıkacak. (6)
99/ZİLZÂL-7: Fe men ya’mel miskâle zerratin hayran yerahu.
Artık kim zerre kadar hayır işlerse onu görür. (7)
99/ZİLZÂL-8: Ve men ya’mel miskâle zerratin şerran yerahu.
Ve kim zerre kadar şer işlerse onu görür. (8)
ÂDİYÂT Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
100/ÂDİYÂT-1: Vel âdiyâti dabhâ(dabhan).
Nefes nefese koşanlara andolsun. (1)
100/ÂDİYÂT-2: Fel mûriyâti kadhâ(kadhan).
Sonra hızla çarparak kıvılcım saçanlara. (2)
100/ÂDİYÂT-3: Fel mugîrâti subhâ(subhan).
Sonra sabah vakti ansızın akın edenlere andolsun ki. (3)
100/ÂDİYÂT-4: Fe eserne bihî nak’â(nak’en).
Böylece onunla tozu dumana kattılar. (4)
100/ÂDİYÂT-5: Fe vesatne bihî cem’â(cem’an).
Sonra da onunla topluluğun ortasına daldılar. (5)
100/ÂDİYÂT-6: İnnel insâne li rabbihî le kenûd(kenûdun).
Muhakkak ki insan, Rabbine (karşı) gerçekten çok nankördür. (6)
100/ÂDİYÂT-7: Ve innehu alâ zâlike le şehîd(şehîdun).
Ve muhakkak ki o, buna elbette şahittir. (7)
100/ÂDİYÂT-8: Ve innehu li hubbil hayri le şedîd(şedîdun).
Ve muhakkak ki, onun hayır (mal) sevgisi gerçekten kuvvetlidir. (8)
100/ÂDİYÂT-9: E fe lâ ya’lemu izâ bu’sira mâ fîl kubûr(kubûri).
Artık kabirlerde olanlar çıkarıldığı zaman, bilmiyorlar mı ki? (9)