وَأَصْحَابُ مَدْيَنَ وَكُذِّبَ مُوسَى فَأَمْلَيْتُ لِلْكَافِرِينَ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
﴿٤٤﴾
Ali Bulaç
Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o inkâr edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış benim (her şeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkılabım (veya inkarım).
Diyanet İşleri
(43-44) İbrahim’in kavmi ile Lût’un kavmi ve Medyen halkı da (yalanlamışlardı). Mûsâ da yalanlandı ve nihayet o inkârcılara mühlet verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Beni inkâr etmek nasılmış, (gördüler).
Elmalılı Hamdi Yazır
Eshab-i Medyen de. Musâ da tekzib olundu, ben de o kâfirlere bir mühlet verdim, sonra da kendilerini tuttum alıverdim, nasıl oldu o vakıt benim inkârım?
Hayrat Neşriyat
(42-44) (Habîbim, yâ Muhammed!) Seni yalanlıyorlarsa artık (bil ki) onlardan önce Nûh’un kavmi, Âd ve Semûd (kavimleri), İbrâhîm’in kavmi ve Lût’un kavmi, hem Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanlamıştı. Mûsâ da yalanlandı. Fakat o kâfirlere mühlet verdim; sonra onları (azâbımla) yakaladım. Artık (bak) benim (onları) inkârım(cezâlandırmam) nasıl oldu!
Mustafa İslamoğlu
Medyen ahalisi de (öyle yapmış) ve Musa da yalanlanmıştı. Hepsinde de kafirlere süre tanıdım, ama sonunda onları enseledim: haydi, Beni inkar nasıl olurmuş görsünler bakalım!
Ömer Öngüt
Medyen halkı da (yalanlamıştı), Musa da yalanlanmıştı. Ben de kâfirlere önce mühlet verdim, sonra onları yakalayıverdim. Beni tanımamak nasılmış görsünler!
Süleyman Ateş
Medyen halkı da (yalanlamıştı); Mûsâ da yalanlanmıştı. Ben de kâfirlere bir süre vermiş, sonra onları yakalamıştım. (Bak), benim (onları) inkârım (görülmemiş biçimde cezâlandırmam) nasıl oldu!